Uyuz hastalığı kadın, erkek ayırımı yapmadan her iki cinste, tüm yaş gruplarında, tüm etnik gruplarda, tüm sosyoekonomik düzeylerde görülebiliyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Oğuz Küçükçakır, “Ciddi salgınlar yapabilmesi sebebiyle özellikle bakım evleri, yurtlar gibi toplu yaşanan yerlerde ve sosyal düzeyi düşük topluluklarda daha sık görülür. Vücut savunma mekanizması iyi olmayan kişilerde ağır seyir gösterebilir. Uyuz genellikle doğrudan fiziksel temas yoluyla bulaştığında, istila aile bireylerine, arkadaşlara ve eşinize kolayca bulaşabilir. El ele tutuşma gibi uzun süreli cilt-deri teması, cinsel ilişki, uyuz enfeksiyonu olan biri tarafından kullanılmış olan giyecekler, yatak örtüleri veya havluları paylaşma başlıca bulaş yollarıdır. Okullar, askeri kışlalar, huzurevleri, spor salonlarının soyunma odaları, hapishaneler gibi toplu yaşanılan yerler en sık bulaşma görülen mekanlardır” diye konuştu.
İLAÇ YETMEZ, BU KURALLARA DA UYUN
Uyuzun tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirten Küçükçakır, “Tedavide değişik ilaçlar kullanılabilmekle birlikte hangi ilaç kullanılırsa kullanılsın uyulması gereken bazı kurallar var” diyerek şunları söyledi:
“- Yerel tedavi ajanları kullanıldığında ilacın tüm vücut bölgelerine uygulanmasına dikkat edilmeli.
– Kullanılan çamaşır ve çarşafların 60 derecede yıkanması ve ütülenmesi gerekli. Yıkanamayacak eşyaların ağzı bağlı olan bir poşet içerisinde ortalama üç gün saklanması yeterli olacaktır.
– Başarılı bir tedavi sonrasında dahi hastalık belirtilerinin 2-6 hafta kadar devam edebileceği unutulmamalı. Aynı yaşam ortamını paylaşan kişilerin eş zamanlı tedavi edilmeleri çok önemli.
– Tedavi kişinin yaşına, bağışıklık sisteminin durumuna göre değişkenlik gösterir. Dermatoloğunuz yaşınıza, şikayetlerinizin durumuna göre size tedavi önerisinde bulunacaktır.”